Türkiye'nin şakası yok

Gazetemiz TÜRKGÜN’ün logosunda bulunan “Türkçe Düşün” ibaresi, Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarında tam olarak anlamını bulmaktadır. Her konuşma, Türkçe düşünmenin, dünyaya Ankara’dan bakmanın müstesna bir örneğidir.

Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen vahim tuzağın bozulması için Türk milleti tek yürek, tek ses, tek yumruk olmuştur. Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri Türk milletinin ortak kanaatidir: Altını kalın bir şekilde çizerek söylemek isterim ki, Esad gitmeden, koltuğundan indirilmeden barış, huzur ve istikrar mumla aranacaktır. Dört gözlem noktamız ateş hattındadır. Diğerleri de tehdit edilmektedir. Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir. Rejim unsurlarının gözlem noktalarımızın gerisine bu ay sonuna kadar çekilmesi hem kendi hayırları hem de bölgesel sükûnet ve çatışmasızlık ortamının olgunlaşması bakımından mecburiyettir. Türkiye’nin şakası makası yoktur. Yeni bir saldırı, yeni şehit haberleri Esad’a pahalıya mal olacak, bedelini Suriye’nin her zemininde misliyle ödeyecektir.

İPOTEKLİ AKILLAR

Sayın Bahçeli geçen haftaki grup toplantında, “Gerekirse, başka da bir seçenek kalmazsa Şam’a girmeyi planlamak lazım” demişti. Bu sözden rahatsız olanlara ve açıklamaları ile Türkiye düşmanlarını memnun eden CHP yönetimine, en güzel cevabı yine Sayın Bahçeli verdi: Yeminli Esad sözcüleri, Baas zihniyetinin içimizdeki kalıntıları birden bire öne çıkıp akıl vermeye, ahkâm kesmeye başladılar. Bunlar ipotekli akıllarını kendilerine saklasınlar. Biz Şam’a girelim diyorsak, Ankara’yı tehdit altında gördüğümüzden dolayıdır. Biz İdlib’deysek bunun ana sebebi Anadolu’nun savunulmasıdır. Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara İl Kongresi'nde şu ifadeleri seslendirmiş: ‘Şimdi İdlib’de sıkıştılar.’ Bu sözleri Macron söyleseydi normal derdik. Bu iddiaları Esad, Hafter, bir başka hasım dile getirseydi, herkes mayasına ve sütüne göre konuşur der geçerdik. Sayın Kılıçdaroğlu söyler misin bize, İdlib’de sıkışan kimdir? Hangi mihrakların nam ve hesabına dedikodu yapıyorsun? Esad’ın propagandasına alet olmaktan hiç mi vicdan azabı duymuyorsun? Sen Türkiye Cumhuriyeti’ni bilir misin? Yoksa nüfus kütüğünü Suriye Arap Cumhuriyeti’ne mi aldırdın? Sen hangi ülkenin, hangi örgütün, hangi iş birlikçinin fermanını okuyorsun? CHP’nin başındaki bu utanç vesikası, ülkesi ve milletiyle köprüleri atmış, bağını tamamıyla koparmış, Türk ve Türkiye düşmanlarının kadrosuna iltica etmiştir. Yazıklar olsun diyorum.

KİMSE BİZE MAVAL OKUMASIN

Rusya’nın Suriye’deki güvenilmez siyaseti Türkiye’yi yeni tedbirler almak zorunda bırakmıştır. Rusya rahatsız olsa da, Sayın Bahçeli, bölge ülkelerinin ve emparyalistlerin kirli emelleri ile ilgili tespitlerini sürdürmeye devam etmiştir: “Türkiye’ye başka, Suriye’ye başka, diğer muhatap ülkelere başka konuşan Rusya’yı hiçbir maske, hiçbir kamuflaj artık gizleyemez. Rusya Devlet Başkanı önce Esad’ın yüzüne sıçrayan, sonra da kendi eline bulaşan kanı süratle temizlemeli ve aklanmalıdır. İran derseniz saman altından su yürütüp mezhepçi bir dile saplanmış, Esad’ı Türkiye’ye kışkırtmayı geçim kapısına çevirmiştir. Hiç kimse bize maval okumasın. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığının açıklamasını aynen kendilerine iade eder, yeni açıklamalarını merakla ve heyecanla bekleriz. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin algı operasyonuna kanacak ve inanacak yoktur. Madem müttefikiz, madem stratejik ortaklık Türkiye ile Esad-Putin arasındaki gerginlikten sonra birden bire hatırlanmıştır, o halde Türkiye’ye yönelik okyanus ötesi komploları hakkında da bir özeleştiri yapılacak mıdır?”

BAŞKA TÜRKİYE YOK

Pentagon ve CIA'in sponsor olduğu bir düşünce kuruluşunun yayımladığı sipariş rapordan sonra, darbe iddiaları gündeme gelmiştir. Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri hem bir sağduyu çağrısı, hem de uyarıdır: Herkese çağrım şudur: Çözemediğimiz sorunları derin dondurucuya koyalım, Türkiye’nin gelecek haklarında, istiklal haysiyetinde milli birlik ve beraberlik şuuruyla, samimi bir üslupla buluşalım. Başka bir Türkiye yoktur. Sığınacak ve gidecek başka bir yurt yoktur. Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır. Bilinmelidir ki, bu kanlı ve köhne sayfa açılmamak üzere kapanmıştır. Darbeye heves edenlerin hevesleri kursaklarında değil, mezarda kalacaktır. Darbeye göz kırpanların, cani Esad’dan farkı da olamayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR