CANIM TÜRKİYE'M

Canım ülkem Türkiye'm!

Nerden başlayacağım, neyi yazacağımı bilemiyorum. O kadar hızlı gündem değişiyor, üzerine o kadar çok oyunlar oynanıyor, entrikalar çevriliyor ki yazmakla, çizmekle, anlatılmakla bitecek gibi değil.

Atalarımızdan kalan son kutsal emanet. Dedelerimizden miras, yavrularımıza emanet edeceğimiz mübarek topraklar.

Sen ki, bize dört mevsimi yaşatan, her karışından şehit kanı fışkıran, ne eksek onu biçebileceğimiz, denizleri, boğazlarıyla dünyanın gözü üstünde olan inci gerdanlık, AZİZ VATANIM.

MİLLETİNLE, BAYRAĞINLA, ASKERİNLE DOSTA GÜVEN, DÜŞMANA KORKU SALAN BÜYÜK TÜRKİYEM,

Tüm DÜNYA TÜRKLÜĞÜ ve MÜSLÜMANLARI, senin desteğine, senin yardımına ihtiyacı var.

SEN, VAROL Kİ TÜRKLÜK ve MÜSLÜMANLIK PAYİDAR OLSUN.

 

İMANIMIZ, İNANCIMIZ

Onun içindir ki, asırlardır, önce bizi yok etmek istediler.

Üzerimize olmadık oyunlar planladılar.

Ama bizim İMANIMIZI, İNANCIMIZI, KARARLILIĞIMIZI unutmuştular.

BİZ TÜRKÜZ ve TARİHİ BİZ YAZARIZ.

Etrafımıza baktığımızda, adeta bir ateş çemberinin içinde bırakılmışız, onlar yetmiyormuş gibi bir de içimizdeki “yerli yabancılar” ha bire ateşin üzerine körükle geliyorlar. Çünkü onlara verilen görev bu, talimat bu, verilen misyon bu.

Yıllarca sağ-sol dediler,

İlerici-gerici dediler,

Mezhep ayrımını körüklediler,

Dinli-dinsiz dediler,

Türkmen-Kürt-Çerkez-Laz-Boşnak-Arnavut dediler,

Fetö, pkk, dhkpc, hizbullah v.b. gibi terör örgütleriyle, bunların uzantıları, yasal görünümlü parti ve STK ları aracılığıyla, yapmadıklarını demediklerini bırakmadılar,

Yani, kısacası, yaptılar da yaptılar, dediler de dediler.

Bunlar, içerden olan kışkırtma ve çıkarılan çatışmalar, kutuplaştırmalar dı.

Ama TÜRKÜN İMAN ve İNANCINI hesap etmediler !

 

DIŞ SALDIRILAR

Bir de dışarda ülkemiz üzerine oynanan oyunlar var dı.

Azerbaycan-Karabağ, Irak-Bayırbucak Türkmenleri, Bosna-Hersek, Çin-Türkmenistan, İsrail- Filistin Türk ve Müslümanları üstünden, oynanan oyunlar.

Suriye, İran, Irak, Ermenistan, Rusya, Gürcistan, Bulgaristan, Yunanistan sınır komşu devletler üzerinden üstümüze, oynanan oyunlar.

AB, ABD, Avrupa Ülkelerinin tamamına yakını, Nato ülkelerini oluşturan devletler üzerinden planlanan envai çeşit entrikalar.

Daha yazmamış olabileceğim, onları da siz okurlara bıraktığım problemler. Say say, yaz yaz bitmiyor.

Bunlar yetmiyormuş gibi, böyle bir durumdaki ülkemiz üzerine, içerden yapıcı ve yardımcı olması gereken muhalefet; tüm gücüyle hükümet ve kişiler üzerine gider gibi görünerek, ülkemizi yıpratmak isteyenlere çanak tutar pozisyonuna geçmiş görüntüsü sergiliyor.

Yazıktır, günahtır bu yapılanlar mabaldır.

 

ENTRİKALAR

Döviz, altın ve kur üzerinden spekülatif entrikalar çevriliyor.

İnsanlarımızın temel ihtiyacı olan, gıda, meyve, sebzeye dahi gözdikerek haksız kazancın hesapları yapılıyor. Bunlar üzerinden, hem insanların bütçesi, hem de sağlıkları hiçesayılıyor.

Son günlerde yapılan ve tekrarlanacak yerel seçimler de bahane edilerek, hiç akla hayale gelmeyecek, adeta yıpratma kampanyaları düzenleniyor.

Gün geçmiyor ki; Türklüğümüze, Müslümanlığımıza, İslama karşı,

Kamu, kurum, kuruluşlarına,

Askerimize, polisimize, istihbarat teşkilatımıza,

İşini namusuyla yapan din adamlarımıza,

Adalete, yargıya, hukuk, milli eğitim, savunmamıza,

Saldırı olmasın.

 

ELEŞTİRİLERİN DOZU

Bu saydıklarımın hiç biri dokunulmaz, laf söylenemez veya eleştirilemez yerler değildir.

Tabiidir ki, herkesin ve her kesimin demokratik hakkı olan, eleştirme, soruşturma, bilgi edinme hakları kullanılacaktır.

Tam işte burada ÜLKEMİZİN İNSANLARIMIZIN GELECEĞİ ve BEKÂ meselesi gündeme geliyor.

Demokratik ülkede yaşıyoruz, bizim “bu bu” haklarımız var diye de “Vurun Abalıya” denmemeli, muhalefet dozunda ve yıkıcı değil yapıcı olmalıdır diye düşünüyorum.

Sırf yıkmak, yakmak için fütursuzca yapılan muhalefet, muhalefet değildir. Yukardan aşağı saydığım, artniyetli devletlerin, terör örgütlerinin kayığına su taşımaktır.

Eğer bir eleştiri yapılıyorsa veya bir sorun belirtiliyorsa, bunun çözüm yolları da belirtilmelidir. İşte muhalefet olmak da budur. Böyle bir muhalefet, muhalefeti eninde sonunda iktidara taşır. Yoksa da şimdi olduğu gibi ömrübillah muhalefetlikten kurtulmak imkansızdır.

Son söz olarak; “hayır, bize verilen bir görev var ve biz bu görevi yerine getirmek için herşeyi mubah sayarız” deniliyorsa,

Türk toplumu olarak da denilir ki; “BİZ BİRİZ SİZ HEPİNİZ.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin ŞEKER Arşivi
SON YAZILAR